Moda, İstanbul’un Anadolu yakasında Kadıköy ilçesinde tarihi yarımadanın karşısında bulunan bir semttir. Semtin adının, 1878 yılında inşa edilen ve Yusuf Kamil Paşa Sokak’ta bulunan All Saints Moda kilisesinden geldiği sanılmakla birlikte, aslında çok daha eskilere dayanıyor. Katip Çelebi’nin 1648 yılına tarihlenen meşhur eseri Cihânnümâ’da da semtin adı Moda olarak belirtiliyor. Semtin ilk sakinlerinin levantenler olduğu biliniyor.
Son bir-iki yıldır tıpkı Karaköy gibi, İstanbul’un bu güzide semtinin de popülaritesi hızla artıyor. Ve yine benzer şekilde önce öğrenciler, sonra hipsterler keşfediyor. Misal, Karaköy metruk bir haldeyken, Saint Benoit’liler Namlı’da kahvaltıyı çoktan günlük rutinleri haline getirmişti. Moda da Saint Joseph’lilerin vazgeçilmezi iken şimdi tüm gözler üzerine çevrildi. Umuyoruz Moda, bu “fast fashion” ilgiyi hasarsız atlatır.
Biz Moda’nın yerlileri olarak mahallenin güzellerini sizin için gezdik, sahipleriyle sohbet ettik. İşte “Neden Moda” sorusunun cevapları… Buyurun buradan okuyun!
Bakery Naan
“Mahalle fırını olmak için İstanbul’da en uygun yer olarak Moda’yı gördük.”
Sizi kısaca tanıyalım.
Onur ben, aslında Naan’ı açmadan önce hiç gıda sektörüyle bir alakam yoktu, sadece merak ve hobi için bu işi yapıyorum. Kendi denemelerim, çalışmalarım olsa da profesyonel olarak bu işle uğraşmadım ve eğitimini almadım. İktisat mezunuyum, bu işi yapmadan önce SAP danışmanıydım. Dört senedir, yani Sandy ile olan ilişkimizden bu yana bu işle ilgileniyorum. Sandy’nin daha önce Naan markası vardı, 8 sene önce Reşitpaşa’da kurulmuştu ve belli sebeplerden dolayı kapamıştı. Ben onu yavaş yavaş işleyerek dört senede burayı açmaya ikna ettim. Zaten ilerde beraber bu işi yapmak istiyorduk. Ve sonunda Naan’ı yeniden ortaya çıkarmış olduk.
Neden Moda ?
İstanbul’da çok yer baktık. Hem mahalle kültürü olan, hem de belli bir eğitim düzeyi olan insanların yaşadığı bir yer olarak Moda’yı uygun gördük. Bir de alternatifi Cihangir vardı ama Cihangir mekanlara çok doydu ve bence artık miadını doldurdu. Moda daha dinamik bir yer, buranın yerlisi uzun zamandır Moda’da yaşıyor ve asla vazgeçmiyor. Cihangir’in de yerlisi var ama dışarıdan gelen insan sayısı daha fazla. Modayı o yüzden uygun gördük, mahalle fırını olmak için İstanbul’da uygun yer olarak Moda’yı seçtik.
Moda’nın en çok nesini seviyorsunuz?
Aslında Moda’nın en çok doğallığını seviyorum. İnsanları doğal, gelenler doğal. Kimsede kapris yok, insanlar daha rahat , daha anlayışlı… Yeni bir yer açtığınızda insanlar geliyor, alışveriş yapmasalar bile “hoşgeldiniz mahallemize, iyi ki geldiniz” demek için uğruyorlar. İnsanlar Daha sıcak, daha kucaklayıcı… İstanbul’da güzel bir semt, bozulmamış, yani nispeten bozulmamış.
Adres: Moda Cad. No: 113
Volare
“Hala beş çaylarının hiç atlanmadığı bir yer Moda. İstanbul’un çok hızlı bir şekilde değiştiğini düşünürsek bu çok güzel bir şey”
Sizi kısaca tanıyalım.
Ben Zeynep Akkaya, 1975 İstanbul doğumluyum. Resim restoratörüyüm, Moda’da yaşıyorum. Floransa Devlet Akademisi mezunuyum. Öncesinde de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi girişliyim. 16 yıldır resim ve ikona restorasyonu yapıyorum ve oğlumun doğumundan bu yana da sürekli oyuncak tasarlıyorum, dikiyorum, bir şeyler örüyorum, kanaviçeler yapıyorum. Esasında bu daha çok anneannemin ve annemin, yaptığı bir şeydi. Annemin ölümünden sonra, ben de daha çok merak sardım. Benim için restorasyondan sonra bir terapi gibiydi. Yaptığım şeyler arkadaşlarım tarafından beğenildi. İlk başta hediyelerle başladı, sonrasında çevremdeki sanatçı arkadaşlarla böyle bir yer kursak, bir şeyler tasarlasak diye düşünürken, evimin hemen bir arka sokağı olan bu dükkanı bulduk. Oğlumu da Moda’da büyütüyorum.
Neden Moda?
Çok seviyorum Modayı. Moda hala çok naif ve çok huzurlu. Haftasonları çok kalabalık ama haftaiçi… Bugün mesela sabah bunu düşündüm. Yağmurdan sonra çıkıp yürüdüğünüzde, esnaf yavaş yavaş dükkanları açıyor, fırın kokusu, tramvay… Bunlar çok mutlu ediyor beni. Esasında çocukluğuma dair bir şeyleri hatırlatıyor sanki. Evim hemen Moda’nın eski fırınlarından biri olan Papatya Fırın’ın sokağında. Sabah camı açtığımda fırın kokusuyla uyanmak, orta yaşın üstünde komşularımın olması, onların sabahları kahve ritüelleri, balkonlarda oturan çay keyfi yapan insanları görmek beni çok mutlu ediyor. Hala beş çaylarının hiç atlanmadığı bir yer Moda. İstanbul’un çok hızlı bir şekilde değiştiğini düşünürsek bu çok güzel bir şey.
Adres: Moda cad. Murat bey sk. 3/C
Modarden
“İnsan çocukluğunun geçtiği yılları ve mekânları, biraz da nostalji duygusundan olsa gerek ‘her şeyiyle’ seviyor.”
Sizi kısaca tanıyalım.
İsmim Arden Kürkçüoğlu, 15 senedir bu işi yapıyorum. Çoğu ailede olduğu gibi ben de küçük yaştan itibaren babamın yanında çalışmaya başladım. Modaya olan ilgimi/merakımı keşfetmemle beraber bu işi daha profesyonel ve nitelikli bir şekilde yapmaya karar verdim.
Neden Moda?
Modarden, babadan oğula geçen epey uzun süreli bir işletme. Tabii bu geçiş evresinin ve söz konusu yılların dinamik bir şekilde gerçekleştiğini, yenilenerek sürekli değişip geliştiğini özellikle vurgulamak isterim.
Moda’nın en çok nesini seviyorsunuz?
İnsan çocukluğunun geçtiği yılları ve mekânları, biraz da nostalji duygusundan olsa gerek ‘her şeyiyle’ seviyor.
Adres: Moda Caddesi No:81/C
Monocrom
Sizi kısaca tanıyalım.
İsmim Ebru. Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı bölümünden mezun oldum. Mezun olalı 3 sene geçti, burayı da mezun olur olmaz açtım.
Neden Moda?
Erkek arkadaşım burada oturuyor. Öceliğimiz yakın olmasıydı. Bir de bütün arkadaşlarım burada, buranın sakinliği, insanların birbirini tanıması çok güzel. Mahalle kültürü aslında büyük etken.
Moda’nın en sevdiğiniz özelliği nedir?
Moda burnu, oradaki evler. İnşallah bir gün oradan ev alırım diye düşünüyorum ama dediğim gibi Moda’nın sakinliği. Gerçi artık çok sakin değil…
Adres: Moda Cad. Sarraf Ali Sokak No. 5
