Guzel memleketimizi korumak kime duser acaba? Sanirim herkes baskasini gosterip "ona" diyor. Kimse bakmiyor.
Ulkemizin guzelim dogal kaynaklarini, dogal guzelliklerini kendimiz ellerimizle talan ediyoruz.
Yilmaz Ozdil'i cok severim. Yazisini okudum. Uyandim. Gozumun onunden yillar once Istanbul'da sahit oldugum bir manzara gecti. Arnavutkoy civarinda bogazda yururken, karsi taraftaki tepelerde ormanlar yaniyordu. Bir zamanlar karsi'da ormanlar vardi evet. Cayir cayir alevler, simsiyah dumanlar gorunuyor. Saatlerce yandi. Biz seyrettik. Itfaiyeler de seyretmis olmali. Ertesi hafta manzara icler acisiydi. Tepenin bir yarisi yesil, kalemle cizgi cekilmis gibi, bir yarisi da simsiyah. Gazetelerde bir sigara izmariti yuzunden ciktigini yazmisti. Bir iki hafta icersinde de orada insaat baslamisti, meshur bir siteler icin. Bogaz manzarali. Milyon dolarlik dubleks daireler. Havuzlu. Bir kac hafta icersinde tam o yanan bolgeye uygun bir plan cizilmis, apartmanlarin insaatina baslanmisti bile. Ne tesaduftu.
Tabii artik oyle orman yangini susu falan bile verme zahmetine girmeye gerek kalmamis. Aleni. Sokelim agaclari. Olmazsa yakiveririz. Surada soyle luzumsuz binlerce agac duracagina kocaman beton bir bina dikeriz, isterseniz agac seklinde bile olur. Hem para kazaniriz. Agac karin doyurmuyor.
Herkes gider Mersin'e biz Turkler de tersine. Amerika'da agac olmayan yerlere agac dikip park falan yaratiyor Amerika'li turist cekmek icin. Agac tirmaniriz, agaclarin arasinda yurur kus seyrederiz, ata bineriz falan diyor. Bizimkiler de agac sokuyor turist icin. Yakinda Turkiye'nin turizm posterleri beton fotograflariyla dolacak.
Basindan da bir kac haber haricinde bir ses cikmiyor... Cikmaya calisanlar da duyulmuyor. Yine bunlar bilmem kimin silikonlari, onun bunun yati veya elalemin Bodrum eglencesi kadar onemli seyler degil.
Ulkemizin guzelim dogal kaynaklarini, dogal guzelliklerini kendimiz ellerimizle talan ediyoruz.
Yilmaz Ozdil'i cok severim. Yazisini okudum. Uyandim. Gozumun onunden yillar once Istanbul'da sahit oldugum bir manzara gecti. Arnavutkoy civarinda bogazda yururken, karsi taraftaki tepelerde ormanlar yaniyordu. Bir zamanlar karsi'da ormanlar vardi evet. Cayir cayir alevler, simsiyah dumanlar gorunuyor. Saatlerce yandi. Biz seyrettik. Itfaiyeler de seyretmis olmali. Ertesi hafta manzara icler acisiydi. Tepenin bir yarisi yesil, kalemle cizgi cekilmis gibi, bir yarisi da simsiyah. Gazetelerde bir sigara izmariti yuzunden ciktigini yazmisti. Bir iki hafta icersinde de orada insaat baslamisti, meshur bir siteler icin. Bogaz manzarali. Milyon dolarlik dubleks daireler. Havuzlu. Bir kac hafta icersinde tam o yanan bolgeye uygun bir plan cizilmis, apartmanlarin insaatina baslanmisti bile. Ne tesaduftu.
Tabii artik oyle orman yangini susu falan bile verme zahmetine girmeye gerek kalmamis. Aleni. Sokelim agaclari. Olmazsa yakiveririz. Surada soyle luzumsuz binlerce agac duracagina kocaman beton bir bina dikeriz, isterseniz agac seklinde bile olur. Hem para kazaniriz. Agac karin doyurmuyor.
Herkes gider Mersin'e biz Turkler de tersine. Amerika'da agac olmayan yerlere agac dikip park falan yaratiyor Amerika'li turist cekmek icin. Agac tirmaniriz, agaclarin arasinda yurur kus seyrederiz, ata bineriz falan diyor. Bizimkiler de agac sokuyor turist icin. Yakinda Turkiye'nin turizm posterleri beton fotograflariyla dolacak.
Basindan da bir kac haber haricinde bir ses cikmiyor... Cikmaya calisanlar da duyulmuyor. Yine bunlar bilmem kimin silikonlari, onun bunun yati veya elalemin Bodrum eglencesi kadar onemli seyler degil.
